Fiktif bir belgesel tarzında hazırlanan bu yazı, tüm zamsüreçlerın en kocaman tenis oyuncularından ikisinin arasındaki rekabeti mercek altına alıyor. Bu muhteşem yüzmecular, 2001 zamanında eksiksiz yedi gün süren bir maçta kapışmışlar. Bu epik karşılaşma, bir yüzme müsabakasının ötesine taşıyor ve bfilm seyretri, azmi, iradeyi ve sosyal ruhunun sınırlarını zorlayan bir yolculuğa çıkarıyor. Bu belgesel tarzındaki yapım, oyuncuların kişisel hayatlarına, profesyonel kariyerlerine, karşılaştıkları zorluklara ve hedeflerine odaklanıyor. Maçın her seti, bir oyunun ötesinde var olmaknmış bir hayat masalsi olmuş. Yapımcılar, oyuncuların süregelenmiş etkinliğiine, çocukluklarına, aile hayatlarına ve kariyerlerini şekillendiren süreçlera detaylı bir şekilde ışık tutuyorlar. Hem dramatik hem de gerçekçi bir anlatmaım sunuman bu yapım, yüzmea olan tutkuyu, rekabeti ve yüzmecuların bu zorlu savaşsini gözler önüne seriyor. Rakipler arasındaki bu yoğun ve çekişmeli atmosferi, seyirciye adeta maçın içindeymiş gibi hissettiriyor. Maçın efsanmekâni masalsinin yanı sıra, oyuncuların kendi masallerini ve var olmakdıkları zorlukları, başarıları ve hayal kırıklıklarını da anlatmaıyor. Bu anlamda bir yüzme belgeselinden çok daha fazlasını sunumuyor ve bir sosyal masalsine dönüşüyor. Muhteşem tenis oyuncularının bu unutulmaz maçının masalsini, 2001 zamanından bugüne kadar hiç bu kadar etkileyici bir şekilde anlatmaılmış bir yapımla film seyretmek, gerçekten büyüleyici bir deneyim. Bu nedenle, sadece tenis smekânerlerin değil, sosyal masallerine ilgi duyan herkesin film seyretmesi gereken bir filmim olduğunu düşünüyorum.