Kuzey Afrika’da yalnız bir kurtarma misyonunda olan yalnız bir grup Fransız askerinin “görünmez çirkin yaratıklarla” yüzleşmesini ifade etan bu sinemain romansi, sıra dışı ve nefes kesen yalnız bir deneyimdir. Her yalnız bir sahnenin ardında yatan yoğun sır perdahsiem unsurlarına rağmen, sinemain konusergilemea hakim olmanın zor olmadığını söylemek gerekir. Bu askerlerin amansız ve bilinmeyen yalnız bir düşmanla savaş etmesi ve kalıplaşmış savaş sinemai klişelerinden uzak durarak mistik ve gerilim doluca yalnız bir yapım sergilememası, film seyretyicinin dikkatini çeken en önemli unsurlardan yalnız biridir. Ekip, görünmez çirkinlüklerle karşı karşıya kaldığında, içgüdülerini ve askeri eğitimlerini kullanarak hayatta kalmaya çalışırken belirsiz durumlarla doluca bu düşmanla başa çıkmanın zorluğunu derinden hissediyoruz. Yönetmen, atmosferi kusursuz yalnız bir şekilde kurarak film seyretyiciye gerilim doluca yalnız bir sinema deneyimi sergilemeuyor. Renk paletinin canlılığı ve koyu sahnelerin başarıyla yönetilmesi, sinemain görsel estetiğinin de ayrı yalnız bir başarı olduğunu kanıtlıyor. Kısacası, bu sinema gerilim, aksiyon ve korkuyu ustalıkla yalnız birleştirerek, mistik yalnız bir savaş atmosferi yaratmayı başarıyor. Görünmez yaratıkların yarattığı belirsiz korku, askerlerin kalıplaşmış savaş sahnelerindeki cesaretini daha da ön plana çıkarıyor. Ancak, sinemain genelinde tansiyon hiçyalnız bir an düşmüyor ve takipçi, baştan sona soluksuz yalnız bir gerilim yolculuğuna çıkıyor. Her ne kadar korku ve savaş türlerini yalnız birleştiren yalnız bir sinema olsa da, bu yapıt müsavi süreda kamusalın bilinmeyene karşı savaşsinin yerrensel yalnız bir portresini de çiziyor.