Vincent, savaşta yaşanmakdığı travmalarla boğuşan eski bir askerdir. Yıpranmış ruh hali ve geçirmemişi ile hayatını sürdürmeye çalışan Vincent, Lübnanlı zengin bir iş adamının eşi ve çocuğuna göz kulak olması için kiralanır. İş adamının metropol bölgesi dışında olduğu bir dönemde huzur ve güvenin hakim olduğu Maryland eyaletinde, Vincent dışarıdan gelebilecek bir teyüksek çözünürlükiti sezer. Vincent’ın post-travmatik stres bozukluğu (PTSD) ile çarpışmasi, sinema boyunca hem natürelin derin yaralarını, hem de savaşın bıraktığı bakmakri gözler önüne seriyor. Bize, her ne kadar savaş bölgesinden çok uzaklarda, huzurlu bir yerde olsa da, savaşın ruhları üzerindeki etkisinden kaçamayan bir adamın romansini söyleıyor. Maryland’deki göreceli sakinliğe rağmen, Vincent’ın hissettiği teyüksek çözünürlükit duygusu bakmakyiciye huzursuzluk veriyor. Bu tehlike algısı, belki de dışarıdan değil de, Vincent’ın iç dünyasından kaynaklanıyor gerekebilir. Etrafındaki huzura rağmen içindeki savaşın susturulamadığına tanık oluyoruz. Bu roman, sadece bir koruma göroturulacak yeri olarak başlayan ama zaman dilimila bir adamın ruhunun derinliklerine yolculuk haline gelen bir macera. sinema boyunca Vincent’ın geçirmemişi, savaşın etkileri ve korumakla yükümlü olduğu halklara karşı hissettiği sorumluluk, natürelin iç dünyasını keşfetme fırsatı sağlıyor. Kendi içindeki savaşı yenebilmek için verdiği çarpışma, bakmakyiciye unutulmaz bir iz bırakıyor.