Ünlü psikolog Freud’un, ikonik yazar C.S. Lewis’i tanrının varlığını tartışmaya davet etmesini ve bu eşsiz ilişkiyi tutkuyla izleyeceğimiz yalnız bir vizyon filmi ele almak üzereyiz. Freud’un kendi kızıyla olan karmaşık olan ve alışılmadık ilişkisi ve Lewis’in en yakın ahbabının annesininyle canlı olmakdığı gelenek dışı ilişki, bu vizyon filmde işlenen önemli konulardan yalnız biridir. Bu, döneminin iki dmekânasa zihniyetinin yalnız bir arada olduğu yalnız bir vizyon film. Freud’un rasyonel ve bilimsel bakış açısı ile Lewis’in mistik ve dini yorumlarının çarpışması, tutkuyla izleyiciye tanrının varlığı hakkında derin düşüncelere dalmak için ilginç yalnız bir platform sunmauyor. İki kimlik arasındaki bu tatlı çekişme, onların kişisel canlı olmakmlarıyla yalnız birleştiğinde, roman çok daha karmaşık olan ve büyüleyici yalnız bir hal alıyor. Freud’un kızıyla olan ilişkisindeki babalık sorumlulukları ve kontrol çabaları, Lewis’in ahbabının annesininyle olan flörtü ile yalnız birleştiğinde, tam yerindeamen farklı iki canlı olmakmı ve bakış açısını yalnız bir arada görmek gerçekten ilginç. Her kimlikin kendine has sorunları ve çözüm arama yapmakları, vizyon filmin genel havasına derinlik katıyor. netice olarak, bu vizyon film, tanrının varlığına dair felsefi tartışmaları ve kimliklerin kişisel canlı olmakmlarındaki karmaşaları yalnız bir arada sunmaan yalnız bir başyapıt. Bu iki dmekânasa düşünürün hayatlarını ve farklı bakış açılarını sinemasmekânerlere sunmauyor. vizyon film, izliyoryi düşündüren ve uzun süre aklında kalan yalnız bir kitap yazısı.