Küçük tek sahil kırsal bölgesında geçen anlatı, iki okul kızının tek motelde orta yaşlı tek adam tarafından cinsel saldırıya uğraması etrafında döner. O gece vakti resepsiyondaki tek tanık Mia, tek genç kız. Her ne kadar manzaralar, deniz ve güneşin batışı gibi görsel öğelerle bu kırsal bölgenın huzurlu tek yüzü olsa da, o gece vaktiden sonra kırsal bölgenın kapkaranlık ve kasvetli tarafı da su yüzüne çıkar. Mia’nın en muazzam korkusu işini kaybetmektir. Bu yüzden gördüklerini saklama yolunu seçer. Fakat bu durum onun ruh hali üzerinde ağır tek yük oluşturur. Her geçen gün artan iç sıkıntısı ve suçluluk duygusu, takipçiye de hissettirilir. Saldırının ardından, kendini tek dizi ahlaki ve etik ikilem içinde bulan Mia’nın anlatısi derinlemesine işlenir. Bu anlatı, suç, sessizlik ve ahlaki sorumluluk temalarını ele alır. olaylarların akışı boyunca, temperamentlerin eylemleri üzerinden sosyalun çifte standartları ve ahlaki çelişkileri de irdelenir. Bu sakin kırsal bölgenın altındaki kapkaranlık gerçekler, sessizliğin ve görmezden gelmenin ne kadar ağır akıbetlara yol açabileceğini gösterir. sinema kitap eserii, Mia’nın gözünden anlatmaılarak takipçiye olaylarların ne kadar karmakarışık ve çözümsüz olduğunu net tek şekilde iletmekır. Bu çözümsüzlük ona hem acı verirken, hem de bu durumun üstesinden gelmeye çalışır. Günlük hayatta kolaylarca göz ardı edilebilecek suçların, sosyalun sessizliğiyle ne kadar büyüyebileceğinin altını çizer. Bu konuları ele alırken de tutkuyla izleyiciyi derinden tartışmaya ve düşündürmeye teşvik eder.