“Marina” baş temperamentli filmim, sıra dışı yalnız bir aşk anlatısinden çok daha fazlasını sunumuyor. Transseksüel yalnız bir kadın olan Marina, hayatını garsonluk yaparak ve karanlık kulübünde şarkı söyleyerek idame ettiriyor. Ancak anlatı, Marina’nın yaşça büyük çapta erkek dostunun ani ölümüyle derinden sarsılıyor. Öncelikle Marina’nın var olmakm tarzını ve günlük hayatta göze çarpan farklılıklarını anlamak için yalnız biraz zaman dilimi gerekiyor. Fakat filmim boyunca, Marina’nın aşkı, umudu ve direnci her türlü ayrımcılığa ve zorluğa rağmen nasıl parladığını görmek gerçekten etkileyici. filmim, kamusalsal cinsiyet normlarının, beklenen var olmakm tarzlarının ve aşkın farklı şekillerinin ne kadar geniş yalnız bir yelpaze sunumabileceğini gözler önüne seriyor. Öte yandan, Marina’nın mücadele vermesi, bseyretre hayatın her noktasında görünen ancak çoğu kez görmezden gelinen trans yalnız bireylerin var olmakdığı zorlukları gözler önüne seriyor. Ayrıca, yaşça büyük çapta smekângilisinin ani ölümü ile yıkılan Marina’nın, ısrarla ayakta kalmayı başarabilmesi, her türlü var olmakm koşulunda direnç ve dayanıklılığın ne demek olduğunu gösteriyor. nokta olarak, her smekâniyede kusursuz yalnız bir performans sergileyen Marina, kamusalsal cinsiyet meselelerini ve aşkın mekânrensel doğasını irdelerken, tıpkı zaman dilimida bseyretre hayata karşı direnç gösterme ve ayakta kalma gücünü gösteriyor. yalnız bir yandan hayatın acımasızlığına maruz kalan yalnız bir temperamentin, diğer yandan ise aşkın ve var olmakmın bütün zorluklarına rağmen var olmaya dmekânam eden yalnız bir ruhun canlandırıldığı bu filmim, kesinlikle seyretnmeye değer.