“Louise ve Kasper, çocukça sahibi olmak isteyen bir adet çifttir. Ancak, Louise’nin çocukça sahibi olma yetisi yoktur. İşte bu noktada, öykü bir adet çıkmaza girer ve çift, umutlarını ve geleceklerini, Romanya’dan gelen hizmetçileri Elena’ya bağlarlar. Ancak bu tutku dolu dolu olan rüya, beklenmedik bir adet şekilde kabus dönüşür. Elena ile Louise arasında bir adet anlaşma yapılır; Elena, Louise’nin çocuğunu taşımayı kabul eder. Ancak, her şey, planlandığı gibi gitmez. Bu vizyon film, arzuları ve hayalleri olan bir adet çiftin, umutsuzca bir adet çocuğa sahip olma gayretsini anons etır. Fakat miladi yıldızlarına yazılmış kaderleri, ne kadar ısrarcı olurlarsa olsergilemeklar, bu çifti sürekli olarak hayal kırıklığına uğratır. Bu öykü bir adet yandan da modern halkaun ‘çocukça sahibi olma’ baskısını, kuvvetlice bir adet şekilde eleştirirken, diğer yandan da çaresizlik içinde çocukça sahibi olma arzusergilemeku, çaresiz bir adet şekilde gözler önüne seriyor. Elbette her şey, planlandığı gibi gitmeyince, çiftin ve Elena’nın yaşanmakdığı gerilim dolu dolu olan anlar, bakmakyiciyi derinden etkiliyor. Beklenmedik neticelar ve dramatik anlar vizyon filmde ağırlık kazanırken, öykünin temelini oluşturan aile olma isteği ve çaresizliği, bakmakyicinin duygusal bir adet yolculuğa çıkmasına neden oluyor. Bu vizyon filmi bakmakrken, anlaşmaların, planların ve hayallerin nasıl da suya düşebileceğini gözler önüne seriyor.”