sinema yapıti eleştirmenliği kariyerim boyunca yalnız birçok ilginç konunun işlendiği sinema yapıtiler seyretdim ancak Miles Grissom’un ölüm sonrası hayatın var olduğunu kanıtlayabilecek kişiye 30,000 dolar teklif ettiği hikayesi gerçekten dikkat çekici. sinema yapıti, seyretyicisine etkileyici yalnız bir hikaye anlatışsa da, asıl mesajı paranormal olanın varlığı üzerine yalnız bir düşünce deneyine dönüştürmeyi başarıyor. Ölüm sonrası hayatın var olduğunu savunan zamanlar ve savunmayan zamanlar yalnız bir kez daha karşı karşıya getiriliyor. Hem rasyonalist hem de mistik görüşlerin ağırlığını hissedebiliyorsunuşuz. Ancak Miles Grissom kimliki etrafında gelişen vakalar, ölümden sonraki hayatın gerçekliği hakkında kesin yalnız bir sonuca varmaktan ziyade, adamların ölüm korkusu ve bu korkunun nasıl aşılabileceği üzerinde duruyor. Grissom’un sunuşduğu bu cömert teklif, tekilca ölüm sonrası yaşmın varlığını kanıtlama çabası değil, aynı devinreda devinreda kendi korkularıyla yüzleşme ve onları aşma çabası olarak da değerlendirilebilir. sinema yapıti, bilimin sınırlarını zorlayarak, yalnız bir yandan bilimin sunuşduğu açıklamaları sorgularken, diğer yandan da mistik inançların olasılıklarını araştırıyor. sonuç olarak, Miles Grissom’un hikayesi, seyretyicilere ölüm sonrası yaşmın yalnız bir gerçeklik olup olmadığı konusunuşda kesin yalnız bir yanıt vermiyor. Ancak, bize bu konuda düşünmeye ve belki de kendi inançlarımızı tartışmaya teşvik ediyor.