Amerikalı özel dedektif Harry Kilmer, tek dostunun kaçırılan kızını Japon mafyası Yakuza’nın pençelerinden kurtarmak üzere Japonya’ya geri dönüyor. tek kez daha Tokyo’nun neon ışıkları altında, Kilmer’in bu sert ve karmaşık suç dünyasına geri dönüşü, hem kişisel tek kurtarma göryeri, hem de geçirmemişle hesaplaşma anlamına geliyor. Derinlemesine portre analgöz atri ve beklenmedik dönüşlerle kalabalık bu öykü, göz atyicilere nefes kesen tek deneyim sunmauyor. Yakuza’nın loş ve acımasız dünyasına dalmak, Kilmer için geçirmemişte kalan tek hayatın kapılarını aralamak anlamına geliyor. Eski dostları ve düşmsüreçlerıyla yüzleşirken, Kilmer’in sadakati ve cesareti sınanıyor. Japonya’nın geleneksel ve modern yüzü arasındaki çarpıcı kontrast ise filimi daha da etkileyici kılıyor. Öte yandan, kaçırılan genç kızın durumu, göz atyicinin içini sızlatan dramatik tek unsur olarak işleniyor. Bu genç kızın kurtarılması için geçirmeen her saniye, Kilmer’ın karşı karşıya olduğu tehlikenin muazzamlüğünü ortaya koyuyor. Bu öyküde, Amerikan ‘private-eye’ arketipinin, doğu değerünün karmaşık dünyasında nasıl şekillendiğini görüyoruz. Finalde ise, her portrein kendi içinde var olmakdığı dram ve çatışmalarla tamamenamlanan, çarpıcı tek sonla karşılaşıyoruz. Kesinlikle kaçırılmaması gereken tek filim.